Yanya (Yunanistan)

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Yanya (Yunanistan)

Osmanlı İmparatorluğu geniş coğrafyasında onlarca farklı dil, ırk, kültür ve dinin renklerini birlik ve barış içinde korumayı başarmış nadir devletlerdendir. Medeniyetin doruklarına ulaştığımız(!) bu asırda, tatlı bir hayale dönüşmüş bir arada yaşama kültürünü asırlar önce hayata geçirmiştir. 1913 yılına kadar bir Osmanlı vilayeti olan Yanya, dinî ve kültürel çeşitliliğe verilebilecek en güzel örneklerden biridir. Epir bölgesi olarak tanımlanan ve bugünün Kuzeybatı Yunanistan’ı ile Güneydoğu Arnavutluk’unu içine alan Yanya vilayeti Preveze, Reşadiye (Aydonat), Yanya, Ergiri ve Berat sancaklarından oluşmaktaydı. Yaklaşık olarak 20 bin nüfusun yaşadığı bu dağlık coğrafyada Müslümanlar (çoğunluğu Arnavutlar ve Türklerden oluşur) ile Hıristiyan Ortodoks Yunanlılar hemen hemen eşit sayıdayken, 3 bin kadar da Yahudi yaşamaktaydı. Değişik kültürlerin iç içe yaşadığı Yanya vilayeti, 20. yüzyılın ilk çeyreğine, hatta mübadele yıllarına kadar bu özelliklerini korumuştu.

Çınar ağaçları süslüyor caddeleri

1431’de, II. Murat zamanında Osmanlı yönetimine geçen kent, Balkan savaşlarında Osmanlı’dan ayrıldı. Beş asırlık Osmanlı hakimiyeti ise kente silinmeyen izler kattı. Osmanlı döneminde Balkanların en önemli merkezlerinden biri olan Yanya, bugün çok sayıda Osmanlı eserine de ev sahipliği yapıyor. Osmanlı’dan miras camiler, medreseler, idari binalar, kentin 500 yıllık Osmanlı geçmişini gözler önüne seriyor. Ali Paşa Camii, Fethiye Camii ve kentin merkezindeki, adını Yanyalı Ali Paşa’nın oğlundan alan Veli Paşa Camii bu eserlerden sadece birkaçı. Osmanlı mimarisinden izler taşıyan evler de kentin tarihine anlam katıyor.  Osmanlı’dan Yanya’ya kalan bir başka önemli miras ise çınar ağaçları. Osmanlı’nın fethettiği kentlere çınar ağacı dikme geleneği Yanya’da da kendini gösteriyor. Kentin meydanlarında, caddelerinde yükselen bu dev çınarlar asırlardır sakinlerine kol kanat geriyor. Osmanlı döneminde pazarların kurulduğu, girişinde ziyaretçilerden para alınan cadde şimdi lokanta ve kafeteryalara ev sahipliği yapıyor. Ancak dönemin zanaatkarlarının taş duvarlı dükkanları bugün farklı bir şekilde de olsa varlıklarını sürdürüyor. Kentteki zanaatkarların el emeği göz nuru eserleri ise vitrinleri süslüyor. Yanya’nın meşhur gümüş işçiliği vitrinlerdeki, takı ve eşyalarında kendini gösteriyor. Ahşap işçiliğinin en güzel örnekleri arasında ise bastonlar yer alıyor.

Gölün ortasındaki adada bir müze ev

Doğal ve tarihi zenginlikleri ile dikkat çeken Yanya, bugün ziyaretçilerine huzurlu, keyifli saatler ve tarih yüklü bir seyahat vadediyor. Kentin merkezindeki Pamvotida Gölü huzurlu anlar geçirmek isteyenlerin başlıca adreslerinden... Gölün etrafında sıralanan kafetarya, lokanta ve parklar günün her saati ziyaretçilerle doluyor. Balık tutmak ve çocuklarıyla vakit geçirmek isteyen aileler göl kenarında buluşuyor.

Yanya’nın incisi Pamvotida Gölü’nde tekne ile çıkılan yolculuk ise ziyaretçileri alışılmadık güzellikte bir adaya ulaştırıyor. Gölün ortasındaki bu küçük ada Yanyalı Ali Paşa’nın yaşadığı son eve de ev sahipliği yapıyor. Ali Paşa son günlerini buradaki yazlık evinde geçirdi. Ev, bugün ziyaretçilerini Osmanlı müziği eşliğinde bekliyor. Bu ev, hem Osmanlı tarihi hem de yanya tarihi için büyük önem taşıyor. Evin avlusu son derece bakımlı ve çiçeklerle bezeli. Ali Paşa’nın bu evin avlusunda öldürüldüğü söyleniyor. Evin iç kısmında özel eşyalarının yanısıra, günlük ihtiyaçlar için kullanılan bakır ve gümüş ev aletlerinden silahlara kadar dönemin yaşam biçimini anlatan eşyalar da müze de sergileniyor. Silahlara özel bir ilgisi olan Ali Paşa’nın özel gümüş işlemeli tüfeği müzenin en çok ilgi çeken parçası. Ali Paşa’ya hediye edilen 1804 yapımı silah ince el işçiliği ile dikkat çekiyor. O döneme ait el yapımı, gümüş işlemeli silahlar ve kılıçlar, hançerler müzede yanyana yer alıyor. İznik’ten ve Kütahya’dan gelen seramik eşyalar da müzenin en çok ilgi çekenleri arasında. Döneme ait kıyafetlerin sergilendiği özel odada zamanın giyiniş tarzı da ortaya koyuluyor. Yanya’nın meşhur gümüş işçiliği ile bezeli kemerler, takılar ve aksesuarlar da göz dolduruyor. Bugün müzeye gelen türk ziyaretçiler de müzede gördükleri tarih karşısında duygulu anlar yaşıyor. Müze, Türk ziyaretçilere, atalarının bu topraklardaki geçmişini hatırlatıyor. 

İç kale, devlet idaresinin merkezi oldu

Osmanlı döneminde müslümanların, hristiyanların ve yahudilerin birarada yaşadığı kent tarihi ve kültürel açıdan da büyük bir zenginliğe sahip. Tarih dolu Yanya’da eski şehri çevreleyen surlar ve kale m.s. 6. yy’da Bizans imparatoru Justinyen tarafından yaptırıldı. Ali Paşa döneminde ise bu surlar içerisinde kalan ve bugün hâlâ Türkçe ismiyle “iç kale” olarak anılan alan devlet idaresinin merkezi oldu. Ali Paşa, Balkanları buradan verdiği talimatlarla yönetti. İç kalenin girişinde bulunan Osmanlı tuğrası kaleye damgasını vuruyor. Kale kapısının üzerinde bulunan Osmanlıca kitabe ise bugün hâlâ iç kaleye giren ziyaretçileri selamlıyor.

1789’dan sonra inşa edilen ve Yanyalı Ali Paşa tarafından kullanılan yapı da bugün Ali Paşa’nın sarayı ismi ile anılıyor. Bugün saraydan geriye çok birşey kalmasa da çok katlı ve odalı olduğu biliniyor. Ali Paşa’nın ölümünden sonra saray 1870’e kadar idari bina olarak kullanıldı. 1870’de yangında zarar gören binanın yerine daha sonra askeri bir hastane inşa edildi ama o da 2. Dünya Savaşı’nda bombalandı. İç kale, Fethiye Camii gibi tarihi unsurlarıyla da dikkatleri çekiyor. Fethiye Camii, Osmanlı’nın yanya’da inşa ettiği ilk idabethane olma özelliğini de taşıyor. İlk kez 1430’da mescit olarak minaresiz inşa edilen mescit, 1795’te Ali Paşa’nın isteği üzerine bugünkü şeklini aldı. 18. yy boyunca ise iç kalenin ibadet merkezi oldu. Pamvotida Gölü’ne tepeden bakan ve eşsiz bir manzaraya sahip olan caminin etrafında ise Osmanlı dönemine tanıklık etmiş dev çınarlar yükseliyor.

Fethiye Camii’nin hemen yanıbaşında yer alan türbe ise Ali Paşa’ya ait. Başı kesilip İstanbul’da sultana sunulan Ali Paşa’nın başsız bedeni 1822’de buraya, eşi Emine’nin yanına gömüldü. Türbeyi çevreleyen demir kafes İkinci Dünya Savaşı’nda çıkarılıdıysa da, 1999’da orijinaline sadık kalınarak tekrar yapıldı. Fethiye camii’nin hemen yanı başında bir zamanlar silah ve mühimmat deposu olarak kullanılan yapı yer alıyor. İç kalenin dar, taş sokaklarında bugün birbirinden güzel mimari öğelere sahip evler bulunuyor. Tek katlı veya en fazla iki katlı olan bu yapılar, Osmanlı mimarisinden de izler taşıyor. Farklı bir mimari yapıya izin verilmeyen bölgede geçmişin tınısı hissediliyor. İç kalenin sokaklarında atılan her adım ziyaretçilere kendini eski bir hikayenin kahramanı gibi hissettiriyor.

Aslan Paşa Camii müzeye çevrilmiş

Bugün Belediye Müzesi olarak kullanılan Aslan Paşa Camii ise Yanya’daki en iyi korunmuş ve en dikkat çekici Osmanlı eserleri arasında yer alıyor. Cami, mimarisi, taş duvarları, Pamvotida Gölünün kıyısındaki konumu ile eşsiz bir güzellik sergiliyor. Bölgede yaşanan isyanların ardından caminin Aslan Paşa tarafından 1618 yılında inşa ettirilmesi, Osmanlının bölgedeki hakimiyetini de vurgulama amacını da taşıyordu. Bugün, göle ve şehrin büyük bir kısmına hakim konumu ile şehrin büyük bir kısmından görülebiliyor bu cami.  Aslan Paşa Camii’nde sergilenen eski eşya ve eserler bölgede osmanlı döneminde var olan çok kültürlülüğü de gözler önüne seriyor. Caminin iç kısmında müslümanlara ait eşya ve eserler sergilenirken giriş kısmının sağında hristiyanlara, solunda ise yahudilere ait eşyalar yer alıyor. İç süslemeleri bugün hâlâ göz kamaştıran camide de Osmanlı döneminden kalmış Kur’an-ı Kerim ve çeşitli kitaplar bulunuyor. Buradaki bakır ve gümüş eşyalar ise Yanya tarihinde demir ve bakır işçiliğinin ne denli ilerlemiş olduğuna bir kanıt olarak ziyaretçilerle buluşuyor. Caminin hemen yanı başında büyük bir medrese bulunuyor. Osmanlı döneminde nice âlimler yetiştirmiş olan bu medrese bugün sadece dışarıdan görülebiliyor. Medresenin hemen yanında bir mutfak ve aşevinden geriye kalanlar bulunuyor.  Bugün hâlâ ayakta olan bir başka Osmanlı eseri ise, Aslan Paşa Camii’nin hemen alt kısmında yer alan büyük Osmanlı kütüphanesi. Bugün kapalı olan kütüphane Osmanlı’nın eğitime verdiği öneme de işaret ediyor.


Tepedelenli Ali Paşa Kimdir? 

OSMANLI İmparatorluğu’nun kendisi için “anavatan” olan Balkanlar’ı kaybetmesinin sebeplerinden biri. Tepedelenli Ali Paşa’nın 18. asrın sonlarında başlattığı bağımsızlık hareketi ve bu hareketin etkisi ile patlayan Mora İsyanı’dır.


Kütahya’dan Balkanlar’a göçeden bir aileye mensup olan olan Yanya Valisi Tepedelenli Ali, 1744’te doğdu. Babasını erken yaşta kaybetti. Hırslı ve hırçındı. Çocuk denebilecek yaşta çete çalışmalarına katıldı. Birkaç sene içerisinde çetelerden birinin reisi oldu, diğer çetelerle seneler boyu devam eden mücadelesi İstanbul’un da dikkatini çekince ardarda makam sahibi oldu. Tepedelenli’nin rütbesi zamanla vezirliğe yükseltildi, koskoca bir garnizon emrine verildi ve Paşa oğullarını da devlet hizmetine alıp vali yaptırmaya başladı. Ama elde ettiği güç zamanın hükümdan İkinci Mahmud’u endişeye sevkedince oğulları ile beraber azledildi ve bunun üzerine isyan bayrağını açtı.


Devlet, Ali Paşa’nın uzun yıllar devam eden isyanını bir türlü bastıramadı. Paşa, Yanya’da müstakil bir hükümdar gibi tantana ile hüküm sürdü, Avrupa devletleri ile görüşmeler yaptı, bir ara Rumlar’ı da ayaklanmaya teşvik etti ama İstanbul’un gönderdiği askeri birliklerin karşısında gücü gittikçe zayıfladı. Oğulları Veliyyüddin ve Muhtar Paşalar, Babıâli’ye teslim oldular. Ali Paşa iki sene boyunca Yanya Kalesi’ne çekildi, idam edilmeyeceği yolunda İstanbul’dan vaad alması üzerine kaleyi terkederek o civardaki Pandeleimon Manastın’na kapandı ama İkinci Mahmud etrafındakilerin de teşviki ile Tepedelenli’nin idamı için ferman çıkarttı.


Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Trump, Erdoğan'dan FETÖ'cülerin İsimlerini İstemiş!Önceki Haber

Trump, Erdoğan'dan FETÖ'cülerin İsimleri...

“Dijital Boyuta Geçiş” Makel, Endüstri 4.0 Ile Geleceğe Emin Adımlarla İlerliyorSonraki Haber

“Dijital Boyuta Geçiş” Makel, Endüstri 4...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar