İstanbul
21 Haziran, 2025, Cumartesi
  • DOLAR
    39.19
  • EURO
    44.83
  • ALTIN
    4208.4
  • BIST
    9.659
  • BTC
    109545.20$

Yaşasın özgür Filistin


Yaşasın özgür Filistin
Adlarını Hitler gibi zalimlerin yanına utançla yazdırdılar... Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Netanyahu ve hükümeti, hiçbir kural, hukuk, ahlak, sınır tanımadan aylardır şımarıkça işledikleri zulümler sebebiyle şimdiden adlarını Hitler gibi, Pol Pot gibi çağımızın zalimlerinin yanına utançla yazdırmışlardır." dedi.

"Adlarını çağımızın zalimlerinin yanına utançla yazdırmışlardır"

Sevgili gençler, biliyorum birileri çok ama çok rahatsız olacak. Fakat ben burada şu gerçeği açık açık ifade etmek durumundayım. Elbette Gazze'deki soykırımın birincil sorumlusu Netanyahu hükümetidir. Ancak Netanyahu ve cinayet şebekesinin katliamlarına tam 21 aydır ses çıkarmayanlar da kabul edelim ki bu suçlara ortak olmuşlardır. Beyaz kefenlere sarılı olarak soğuk betonlara sıra sıra dizilen o masum yavruların kanı İsrail'in şımarıklığına destek verenlerin veya susanların da ellerine, yüzlerine, alınlarına bulaşmıştır.

Netanyahu ve hükümeti, hiçbir kural, hukuk, ahlak, sınır tanımadan aylardır şımarıkça işledikleri zulümler sebebiyle şimdiden adlarını Hitler gibi, Pol Pot gibi çağımızın zalimlerinin yanına utançla yazdırmışlardır.

"Artık bu haydutluk ve cinnet halinin bir an önce son bulması gerekiyor"

Bir başka gerçek şudur hem Gazze'deki soykırım hem de İran'la olan çatışmalar, maalesef süratle geri dönülmez noktaya doğru gitmektedir. Artık bu haydutluk ve cinnet halinin bir an önce son bulması gerekiyor. Daha fazla yıkım, kan, sivil kayıplar olmadan, bölgemizle birlikte Avrupa ve Asya'yı yıllarca etkileyebilecek korkunç bir felaket yaşanmadan, ellerin tetiklerden ve düğmelerden çekilmesi şarttır. İsrail üzerinde tesir sahibi güçler Netanyahu'nun oyununa gelmemeli ve nüfuslarını savaşın derinleşmesinden değil, tüm bölgemizde ateşkes ve sükunetin tesisinden yana kullanmalıdır. Türkiye bu yönde atılacak her doğru, her samimi adıma destek ve katkı vermeye hazırdır. Çünkü biz, insanlık tarihiyle yaşıt coğrafyamızda daha fazla kaos, çatışma, savaş, zulüm ve sivil ölümü görmek istemiyoruz. Her ne surette olursa olsun sivillerin, sivil yerleşim yerlerinin, okul, hastane ve ibadethanelerin hedef alınmaması gerektiğini savunuyoruz. Gerek Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta, gerek Suriye'de 13,5 yıl süren ihtilafta, gerek Pakistan-Hindistan arasındaki gerilimde, gerekse komşumuz İran'a karşı düzenlenen saldırılarda tavrımız hep bu yönde olmuştur.

"Bugün de yaşasın özgür Filistin diyoruz"

Siyonist lobinin şahsımıza ve hükümetimize yönelik yıldırma politikalarına rağmen duruşumuzu asla bozmadık. Zalimin karşısında, mazlumun yanında saf tutmaktan asla çekinmedik. Doğru, adil ve hakkaniyetli olanı cesaretle savunmaktan imtina etmedik. Kimin ne dediğine değil, mazlum ve mağdurların ne dediğine baktık. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Bugün de hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve mağdurlara sahip çıkıyoruz. Bugün de barış diyoruz, diplomasi diyoruz, adalet diyoruz, hürriyet diyoruz. Bugün de yaşasın özgür Filistin diyoruz.

İsrail'in saldırılarında şehit olan 55 bini aşkın Filistinli kardeşimize bir kez daha Cenabı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Aynı saldırılarda yaralanan 128 bin kardeşimize acil şifalar diliyorum. Türkiye olarak Filistin halkının, Gazzeli mazlumların yanında olduğumuzu bugün bir kere daha tüm dünyaya ilan ediyorum.

Soykırımın başından beri ulaştırdığımız 100 bin tonu aşan yardımlarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla, resmi kurumlarımızla, diplomatlarımızla, insani yardım görevlilerimizle, basınımızla, 86 milyon olarak hepimiz Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. İnşallah Filistin'in her karış toprağında barış rüzgarları esene kadar yanlarında olmaya devam edeceğiz.

"Bakın, açık ve net söylüyorum, mesele varsa mesul de vardır"

Gönül ve kültür coğrafyamızın farklı köşelerinde yıllardır kanayan yaralar bir türlü sarılamıyor. Çekilen acılar dindirilemiyor. Bakın, açık ve net söylüyorum, mesele varsa mesul de vardır. Bu mesuliyetten kaçmaya çalışmak beyhude bir çabadır. Yaşanan bunca trajediye, bunca zulme, bunca haksızlığa ses çıkarmayan kim varsa işlenen tüm bu suçlara ortak olmuş demektir. Müslümanlar olarak daha fazla vakit kaybetmeden imanımıza ve inancımıza yakışır şekilde birlik ve beraberlik içinde, uhuvvet bilinciyle hareket etmemiz şarttır. Aramıza ekilen fitne tohumlarının yeşermesine fırsat vermeden, bilhassa bu kritik süreçte görüş ayrılıklarımızı bir kenara bırakarak dostluk ve dayanışmamızı güçlendirmemiz, ihtiyaçtan da öte zorunluluktur.

"Tüm bunlara rağmen hak ettiğimiz yerde değilsek, bunun sebebi bellidir"

Her fırsatta şu gerçeği birbirimize hatırlatmamız gerektiğine inanıyorum, vahdet olmadan rahmet olmaz. Bakınız bugün nüfusu neredeyse iki milyarı bulan İslam aleminin en temel sorunu imkansızlık değil, vahdet eksikliğidir. Allah'a hamdolsun, her şeyimiz var. İnsan gücümüz, ekonomik kapasitemiz, yeraltı, yerüstü kaynaklarımız var. Stratejik önemi yüksek coğrafyalarımız, güçlü savunma sanayimiz var. Tüm bunlara rağmen hak ettiğimiz yerde değilsek, bunun sebebi bellidir. Nasıl unu, yağı, tuzu, suyu maya olmadan karsanız dahi un yapamazsanız, bizim de en büyük eksiğimiz birlik ve beraberliktir. Bunun reçetesini ise Peygamber Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam, bir hadisi şerifinde bizlere şöyle vermiştir. "Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer." Evet, derdimiz de, davamız da işte budur. Sevgili gençler, ayrışmayacağız, birbirimize düşmeyeceğiz, aramıza sahte ve sanal duvarlar örmeyeceğiz. Kardeşimizi sadece Allah için sevecek, birbirimize yoldaş olacağız.


 

Kaynak: TRT Haber

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.