İstanbul
09 September, 2025, Tuesday
  • DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$

Türkiye ekonomisi şoklara dayanıklı


Türkiye ekonomisi şoklara dayanıklı
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Türkiye ekonomisi şoklara dayanıklı. Çok boyutlu iç ve dış şokların yaşandığı bir dönemde, büyüme sürdü" dedi.

Dezenflasyon ve fiyat istikrarının, programın her zaman en büyük önceliği olduğunu bildiren Şimşek, bu konuda önemli yol katedildiğini belirtti. Yüzde 65 civarlarında olan enflasyonun, yüzde 30'un altına doğru giden bir trendde ilerlediğine ve gelecek sene için de yüzde 20'nin altında bir öngörü olduğuna işaret eden Şimşek, fiyat istikrarına doğru güçlü adımlar attıklarını, bütüncül ve tam bir koordinasyon içinde dezenflasyon sürecini yönettiklerini vurguladı. Kamu maliyesi alanında atacakları adımları, dezenflasyonu gözetecek şekilde yöneteceklerini söyleyen Şimşek, gelir politikalarının benzer şekilde tutarlı olduğunu ve arz yönlü tedbirlere de öncelik verdiklerini aktardı.

Şimşek, kamunun neredeyse bütün harcamalarının tasarruf tedbiri kapsamında olduğunu, bu konuda kararlı ilerlediklerine ve sonuç aldıklarına dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bütün harcamaların bütçe içerisindeki payı, geçen sene önceki 10 yılın ortalaması olan yüzde 4,6'dan yüzde 3,1'e düştü. Yani tasarruf genelgesi sayesinde, kamunun yaptığı harcamaları yaklaşık yüzde 33 düşürdük. Tasarruf konusunda hem samimiyiz hem kararlıyız. Meclisimiz, bütçe kanununu kabul ettikten sonra bize harcama üst limiti veriyor. Tasarruf genelgesi öncesindeki 10 yılda harcamalar, bütçe kanunun öngördüğünün ortalama yüzde 9,1 üzerinde seyretmiş. 2024'te bütçe harcama limiti 100 liraysa 96,7 lira harcadık. Bırakın yüzde 9,1'lik yukarı yönlü sapmayı, yüzde 3,3 düzeyinde harcamaları aşağıda tuttuk. Bu bahsettiğim harcamalar, faiz dışı harcamalar. Bu sene de benzer bir durum olacak. Faiz dışı harcamalarda, bütçenin üst limitinin yüzde 1,2 altında olacağız. Hem makro açıdan hem de tasarruf genelgesi açısından bakarsanız, sonuç odaklı bir tasarruf uygulaması var."

Bakanlık olarak 257 kamu idaresinin yakından takip edildiğini ve denetimlerin aralıksız sürdüğünün altını çizen Şimşek, denetimlere ilişkin raporların ilgili bakanlıklara ve Cumhurbaşkanlığına gönderildiğini dile getirdi.

"Türkiye rezerv yeterliliğini sağladı"
Şimşek, programın şoklara dayanıklılığını son aylarda gösterdiğine değinerek, "Program, büyük stres testinden başarıyla geçti. Bugün baktığınız zaman, Türkiye ekonomisi şoklara dayanıklı. Çok boyutlu iç ve dış şokların yaşandığı bir dönemde, büyüme sürdü. Rezerv yeterliliği, devam ediyor. IMF'nin tanımına göre rezerv yeterliliğimiz 1,13. 1'in üzeri yeterli sayılıyor. Program başlamadan önce rezerv yeterliliği 0,71'di. Son 20-25 yılın ortalaması ise 0,9 civarıdır. Dolayısıyla Türkiye rezerv yeterliliğini sağladı. Bu önemli çünkü, şoklara karşı dayanıklılık için tampon oluşturmanız gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Programın en başında makro istikrarı tesis etmek üzere yola çıktıklarını belirten Şimşek, Türkiye'nin risk priminin (CDS) ciddi düşüş kaydettiğine ve 700 civarından 260 seviyelerine indiğine dikkati çekti. Yüksek enflasyonist ortamlarda, faiz giderlerine nominal olarak bakmanın doğru olmayacağına işaret eden Şimşek, milli gelire, bütçeye veya vergi gelirlerine oranına bakmanın doğru olacağını bildirdi. Program başlamadan önceki 2003-2022 döneminde, faiz giderlerinin milli gelire oranının yüzde 4,1 olduğunu hatırlatan Şimşek, şöyle devam etti:

"2025'te faiz giderlerinin milli gelire oranı, yüzde 3,3. Gelecek sene, 3,5'e çıkıyor. Daha sonraki 2 yılda, tekrar 3,4 ve 3,3'e iniyor. Peki bu geçici artış nereden kaynaklanıyor? Temel sebep şu, 2023 ve 2024'te önemli faiz dışı açık verdik. Faiz dışı açık verdiğiniz zaman, faiz giderleriniz artar. Türkiye çok büyük bir deprem felaketi yaşamıştı, programla beraber depremin yaraları sardı, faiz dışı açığı bundan verdik. Türkiye, 90 milyarı doları deprem yaralarını sarmak için harcıyor. Bunun önemli bir kısmını, borçlandık. Bunun faiz gideri olur ve faiz dışı açık verirsiniz. Bundan dolayı da geçici olarak faiz harcamalarında sınırlı bir artış var. Bunun sebebi kamunun sorumsuzluğu değil, deprem yaralarını sarmak için borçlandığımız ve bu nedenle ortaya çıkan faiz gideri. Bu, program sayesinde önemli bir risk teşkil etmiyor. Çünkü, OVP tekrar faiz dışı artışı ima eden bir patika sundu ve buna yönelik tedbirleri alacağız, alıyoruz. Önümüzdeki 3 yılda, faiz dışı fazlayı hedefleyerek, faiz harcamalarının bütçe içindeki veya milli gelire oranla artışını engelleyeceğiz, tekrar düşüş patikasına koyacağız. Böylece milletten topladığımız vergileri, hizmet için yatırım için harcamış olacağız."

Kaynak: TRT Haber

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.