Son aylardaki başyazılarımızı hem hatırlatmak hem de konumuzu artık toparlamak açısından kısa bir paragrafla açmak isterim ki;
1) Türkiye enerji kaynaklarının %70’inin bulunduğu Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya’nın tam kalbindedir. Ve ülkemizin enerji kaynaklarına sahip olmaması mümkün değildir.
2) Buna mukabil ülkemizin çok büyük bir enerji açığı vardır ve bunun %70’ini nerede ise dışarıdan ithal etmektedir. Bunun için sadece geçen sene yurtdışına ödediği para 55 milyar dolar kadardır. Bu ise nerede ise cari açığımıza bedel bir rakamdır. Türkiye cari açığını kapatmak istiyorsa enerjisini dışardan değil kendisi temin etmelidir. Bunun için enerjinin her türlüsünü (buna nükleer de dahil) deneyecektir, denemelidir.
3) Benimde yıllardır söylediğim, tüm enerji ile ilgilenenlerin kalıplaşmış bir öngörümüz (kanaatimiz) vardı. Bu fosil enerji kaynaklarının arz yüzeyinde biteceği (yani ihmal edilebilir oranlara düşeceği) idi. Gerçekten bende bu kanaati defalarca dile getirmiştim. Hatta bu sayfanın dikkatli okurları hatırlayacaklardır; petrol de 40 yıl, kömür de maksimum 100 yıl, doğalgaz da ise 140 yıl gibi zaman dilimleri telaffuz ediyorduk. Ancak 3 aydır burada ara ara dile getirdiğim ve basın – yayın – medya organlarında hepimizin sıkça rastladığı çok ilginç, insanlık için müjdeci ama hepimizi de şoke eden (olumlu yönde) yeni fosil rezervlerinin bulunması idi. Ardı ardına açılan, bulunan (yada yıllardır şehir efsanesi olarak duyduğumuz bilindiği halde açılması Lozan’da yasaklanmış) petrol kuyuları, kömür rezervleri (bilhassa linyit kömürü) hepimizin yıllardır öngörülerini, kanaatlerini adeta tekzip ediyordu.
İşte Konya Karapınar da bulunan ve 1,8 milyar tonluk linyit kömür rezervi. Ki bu yıllarca sürecek bir enerji – elektrik üretim rezervidir. Bu linyit rezervimiz Atatürk Barajı’nın iki katı kadar bir elektrik üretimini sağlayacaktır. 5000 mW kurulu bir güce sahip olacak olan bu kömür rezervimizin 30 yıl süresi olduğu bilimsel olarak tahmin edildi.
İşte bizzat Sayın Başbakan’ın müjdesini daha 23 Mart da verdiği Şırnak’daki linyit kömürü rezervinin ömrü ise 100 yıl olarak tahmin ediliyor. Belki önümüzdeki sayımız çıkmadan daha ne müjdeler duyacağız medya da. Arada bulunan çok kaliteli petrol çıkan kuyulara da burada değinmiyorum.
Gelelim dördüncü ve bizce en önemli maddemize; Biz ne kadar fosil yataklar, rezervler bulursak bulalım sanki bunlar hiç bulunmamış gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırıma, çalışmaya devam etmeliyiz.
Bakın bugün birer petrol ülkesi olan Suudi Arabistan, Libya gibi ülkeler dahi birkaç on yıl içerisinde enerji üretimlerinin en az %20’sini yenilenebilir enerji kaynaklarında üretmeyi hedeflemektedirler. Bu yolda çalışmalar yapmaktadırlar.
Biz onların kat be kat nüfus ve sanayisine sahip olduğumuza göre, petrolümüzde onların yanında sıfır olduğuna göre biz yenilenebilir enerjiye nasıl bakmalıyız apaçık ortada değil mi?
Yukarıdaki grafiğe bakarak zaten dünyanın elektrik üretiminde aldığı mesafenin hangi kulvarlarda olduğunu da göreceğiz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın