Türkiye’nin Yol Ayrımında Bir Mücadele - Mustafa Albayrak

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Türkiye’nin Yol Ayrımında Bir Mücadele - Mustafa Albayrak

Bu kitap, Aralık 2003 - Eylül 2021 tarihleri arasında,
Teknik Elektrik Postası dergisinde yayınlanmış
başmakalelerin bir araya getirilmesiyle hazırlanmıştır.


ÖNSÖZ
Sevgili dostlarım, önceki yıllarda (2010-2013-2016-2019 dergimiz Teknik Elektrik Postası’ndaki 229’uncu sayımıza kadar olan, başyazılarımızı “Elektrik Sektörüne Başyazılar, Makaleler, Makeleler Ekonomi-Politik” adlarıyla bir araya getirerek neşrettiğimiz, dört kitabımızın devamı olarak, beşinci kitabımızı da yayınlamak nasip oldu.

Bu kitabımda, hem önceki dört kitabımda yer alan makalelerimin hemde bu kitaplarda yer almayan, 2020-2021 yıllarında kaleme aldığım ve Teknik Elektrik Postası’ında yayınlanan makalelerimi bulacaksınız.

Yani beşinci kitabım bir önceki dört kitabımı ve bunlara ilaveten sonradan (Ekim 2021 tarihine kadar) yazılmış başyazılarımı kapsamaktadır.

Beşinci kitabımızı “Türkiye’nin Yol Ayrımında Bir Mücadele” adıyla Teknik Elektrik Postası’nda 18 yıldır aralıksız yazdığım (2003 yılı 37’nci sayı ve 2021 yılı 250’nci sayılar arasındaki) başyazıları ihtiva eden müstakil bir kitap olarak siz değerli okurlarımıza sunuyoruz.

Bize bu vakte kadar yazmayı nasip eden Mevla’ya hamdolsun. Nasip olursa, Türkiye’miz hakkında her zaman olduğu gibi inandığım hakikatleri yazmaya devam edeceğim. Faydalı olması dileğiyle...

Yol Ayrımı Şahitliği...
Belki çok duyduk bu ve benzer sözleri değil mi? Yol ayrımındayız, tarihimizin en zor dönemlerinden birini yaşıyoruz… Ya da “Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde” diye başlayan cümleler hepimizin her daim hafızalarındadır. 

Lakin Anadolu’da var olduğumuz en azından resmi olarak kabul edilen son bin yıl içerisinde birkaç can alıcı ve yukarıdaki cümlelerin tekabül ettiği gerçek anlara şahit olunmuştur. 
26 Ağustos 1071 Malazgirt zaferimiz ile başlayan, 1299’da yeni bir safhaya bürünerek büyük bir çınarın fidanını Söğüt ve Domaniç’e eken, 1453’de çağ açıp, çağ kapayan bir fethe imza atan milletimiz tarihte çok büyük mutluluklar yaşadığı gibi, 1683 Viyana mağlubiyeti, 1774 Küçük Kaynarca hezimeti, 1831 Tanzimat esareti gibi sadece toprağını değil ruhunu da kaybettiği acı anlara şahit olmuştur. 

Zafer ve mağlubiyet ile alakalı bu ve benzeri tarihler hemen hatırlanır ama öyle tarihler vardır ki hiç akla gelmez. Onların ne zaferler ne hezimetler listesinde isimleri yoktur.

Misal bunlardan biri belki de en önemlisi 1853-1856 Kırım’da vuku bulan Rus – Osmanlı savaşı esnasında, Osmanlı İmparatorluğunun İngiltere’den aldığı 200.000 sterlin gibi mesela… Bu Türk tarihinin en acı dönüm noktalarından biridir. Zira “Borç alan emir alır” fiili yasa gereği kabul edilir. İşte 1854 yılında alınan bu borçtan sonra bir daha ülkenin iki yakası bir araya gelmemiştir. Belki 1854 yılındaki bu sessiz hezimet bir Karlofça, bir Pasarofça, bir Küçük Kaynarca, hatta Mondros Mütareke hezimetleri gibi gündeme gelmez. Bununla birlikte 1854 yılında alınan bu borç milletimizin makûs tarihinin en keskin zirve yıllarının başlangıcı olacaktır. İşte bu hezimet gibi ülkemizin kazandığı sessiz zaferler de vardır. 

Bu 1854’de başlayan dış borçlar silsilesi, adı, menşei ve adresi (hangi ülke ve kuruluşlar) değişse de, dış borç hiç bitmemiştir. Hattı zatında Osmanlı İmparatorluğu yıkılıp yerine Türkiye Cumhuriyeti kurulsa da değişmemiştir. Dış borç mütemadiyen devam etmiştir. Ta ki 2013 yılı Mayıs ayının 13’ünde bu borcun son versiyonu IMF’ye ödenene kadar. O tarihte borcun IMF’ye ödenmesi ve bir daha bu manada yani Türkiye’nin dışarıdan emir almasına vesile olacak bir borç alınmayacağını ilan etmesi ülkemize karşı üstü örtülü bir savaşa girişilmesine vesile olmuştur. 

Borcun ödeme tarihi olan ve ekonomik bağımsızlığımızın ilanı olan Mayıs ortasından sadece 15 gün sonra “Gezi Vandalizmi” adı altında küresel güçlerin ülkemize savaş ilanına şahit olduk. Bu olaylardan netice alamadıklarından 6 ay sonra FETÖ’cülerin 17-25 Aralık 2013 tarihli “Yargı ve Emniyet Susturuculu” darbe teşebbüsüne şahit olduk. 

Bundan da netice alamadıklarında, önce 6-8 Ekim Kobani (Ayn-el Arab) şehri bahanesi ile bir terör ve iç savaş kalkışmasına hemen akabinde Çukur-Hendek terör hadiselerine şahit olduk. Bu da yetmedi, 15 Temmuz 2016 FETÖ’nün ABD-NATO destekli kanlı darbe teşebbüsüne yine hep beraber şehit olduk. Kısa zamanda ve peş peşe, daha adını zikretmediğimiz çok fazla olaya şahitlik ettik yakın tarihimizde. İşte bu şahit olduklarımız bilhassa siyaset, enerji, ekonomiyi bir arada bulabilmek için bu kitabı hazırladım. Son 18 yılın sıcak tarihi tüm şahitliğimizle bu kitapta. 
Saygılarımla…
 


  • 0
    SEVDİM
  • 1
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
KUMANONA (Makedonya)Önceki Haber

KUMANONA (Makedonya)

Türkiye üçüncü çeyrekte G20’nin en yüksek oranda büyüyen birinci, OECD'nin ikinci ülkesiSonraki Haber

Türkiye üçüncü çeyrekte G20’nin en yükse...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar