© Teknik Elektrik 2017-2024

MİT Libya'da üzerine düşen görevleri hakkıyla yerine getiriyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin MİT'in başarılı çalışmalarıyla dünyanın her yerinde hareket edebilme imkanına kavuştuğunu belirterek, "(MİT) Libya'da üzerine düşen görevleri hakkıyla yerine getiriyor." dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yeni hizmet binası "KALE"nin açılış töreninde katılımcılara hitap etti.

Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan ve yeni hizmet binasının hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Bu güzel eserin vücut bulmasında emeği geçen herkesi şahsım, milletim adına tebrik ediyorum. Kuruluşundan bugüne teşkilatımız bünyesinde ülkesine ve milletine hizmet eden tüm isimsiz kahramanlara şükranlarımı sunuyorum. Görevleri sırasında hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Özellikle son dönemde sınırlarımız içinde ve dışında yürüttükleri çalışmalarda gazilikle şereflenen teşkilat mensuplarımıza Rabbimden sağlık ve afiyet temenni ediyorum." diye konuştu. 

Erdoğan, insanların bir arada yaşama, şehirler ve devletler kurma tarihi ile istihbarat tarihinin aşağı yukarı aynı olduğuna işaret ederek, "Devlet denilen karmaşık mekanizmanın istihbarat desteği olmadan işlemesi ve ayakta kalması mümkün değildir. Bizim tarihimizde de istihbarata hep çok önem verilmiştir. Mesela mirasçısı olduğumuz Osmanlı daha kuruluş yıllarından itibaren güçlü bir istihbarat sistemi tesis etmiştir." ifadelerini kullandı. İsmi değişse de bugünkü MİT'in yaptığı görevleri yürüten bir veya birden fazla yapının daima bulunduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Esasen Osmanlı'nın 18'inci yüzyıldan itibaren gerilemeye başlamasında istihbarat zafiyetinin de önemli payı vardır. Son döneminde istihbarata yeniden önem verilmeye başlanmışsa da maalesef kötü gidişin önü kesilememiştir. Sultan Abdülhamid Han'ın bu konuya verdiği ehemmiyet ve elde ettiği başarılar özellikle kayda değerdir. 1. Dünya Savaşı yıllarından İstiklal Harbimize kadar Osmanlı'nın son dönemlerinde yürüttüğü tarihi mücadelelerde 1913'te kurulan Teşkilatı Mahsusa mensuplarının çok büyük emeği ve katkısı vardır. Balkanlardan Kafkasya'ya, Orta Asya'dan Kuzey Afrika'ya kadar geniş bir alanda mücadele yürüten istihbaratçılarımızın gayretleri tarihin satır aralarında kalmış olsa da milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahiptir. Teşkilatı Mahsusa'dan Milli Emniyet Hizmeti'ne ve oradan Milli İstihbarat Teşkilatımıza kadar uzanan Cumhuriyetin istihbarat kurumları ve gelenekleri büyük ölçüde bu dönemden yadigardır. Her ne kadar çok uzunca bir süre bilinçli olarak istihbarat teşkilatımız zayıf tutulmuşsa da şartlar ve ihtiyaçlar bu kurumu yeniden güçlendirmemizi gerektirmiştir."

"Bugününe hakim olamayan geleceğini şekillendiremez"

Erdoğan, MİT'in ilk kuruluş kanununun çıktığı 1965 ve yeniden yapılandırıldığı 1984 yılındaki çabaların bu ihtiyacın ifadesi olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Son olarak 2014 yılında teşkilatımızın kanununu baştan sona yenileyerek günümüzün beklentilerine uygun hale getirdik. Zaman zaman tartışmaların merkezine yerleştirilmiş olsa da ülkemizin ve milletimizin istihbarat teşkilatına olan ihtiyacı hiçbir zaman azalmamıştır çünkü istihbarat bilgileri yalnızca savaş değil barış dönemlerinde de devletin bekası için vazgeçilmezdir. Bugününe hakim olamayan geleceğini şekillendiremez. Ülkemizin ve dünyanın kritik bir süreçten geçtiği şu dönemde Milli İstihbarat Teşkilatımızın desteğine her zamankinden daha çok ihtiyaç bulunuyor. Geniş bir coğrafyada gece gündüz fedakarca görev yapan isimsiz kahramanlarımızın her birinin başarılarıyla gurur duyuyoruz. İnşallah bugün açılışını yaptığımız yeni hizmet binasıyla teşkilatımızın gücü ve imkanları daha da artmıştır."Dünyanın adeta yeniden yapılandığı bir dönemden geçtiklerini vurgulayan Erdoğan, "Bu sancılı süreçte karşı karşıya bulunduğumuz tehditler hem değişiyor hem artıyor. Yeni dönemin en önemli tehdidi hiç şüphesiz terördür. PKK/YPG, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütleri adeta ülkemize karşı topyekün savaş ilan etmiş durumdalar. Bir başka önemli tehdit de bölgemizdeki ülkelerin yaşadığı iç karışıklıklar ve bunların yol açtığı krizlerdir. Suriye'den kaynaklı her gelişme hem terör boyutu hem göç meselesi hem siyasi sonuçları itibarıyla ülkemizi doğrudan ilgilendiriyor." değerlendirmesinde bulundu. 

"Kendi oyun planımızı geliştirmeye ve hayata geçirmeye mecburuz" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde Irak'ta yaşanan her hadisenin de doğrudan ve dolaylı olarak Türkiye'ye yansımaları olduğunu belirterek, "Doğu Akdeniz'de ülkemiz aleyhinde oluşturulan bölgesel ittifakların ve güç mücadelesinin sonucu yakın geleceğimiz için hayati öneme sahiptir. Bölgesel ve küresel güçlerin coğrafyamızdaki rekabetinin yol açtığı karmaşık ve değişken tablo karşısında elimiz kolumuz bağlı duramayız. Kendi oyun planımızı geliştirmeye ve hayata geçirmeye mecburuz." dedi. 

Böyle zorlu bir dönemde MİT'in yürüttüğü cansiperane çalışmalarla kendilerine çok büyük destek sağladığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Teşkilatımız son dönemde PKK'nın lider kadrosuna yönelik olarak Kuzey Irak'ta yaptığı operasyonlarla kendini en güvende hissettiği yerleri örgütün adeta başına geçirmiştir. Elde edilen istihbaratlar İHA ve SİHA'lar aracılığıyla operasyona dönüştürülerek örgüte çok büyük kayıplar verdirilmiştir. Bu tablo ülkemizin teknoloji ile istihbaratı bir arada kullanma kabiliyetinin ulaştığı seviyeyi göstermesi bakımından çok önemlidir. Teşkilatımız FETÖ'nün haberleşme sistemi ByLock'u ve mahrem yapılanmasını çözerek devlet sisteminden bu büyük belanın temizlenebilmesi için gereken alt yapıyı oluşturmuştur. FETÖ'nün yurt dışı ayağına yönelik çalışmalarıyla da pek çok örgüt mensubunun ülkemize iadesini sağlamıştır.                     

Cemal Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılmasında teşkilatımızın oynadığı rol uluslararası düzeyde ülkemizin yüzünü ağartacak mükemmelliktedir. Teşkilat olayın başından sonuna kadar her düğümü hızlı bir şekilde çözerek hem bu kanın üzerimize sıçramasını engellemiş hem de muhataplara Türkiye'nin ağırlığını hissettirmiştir."

Çatışma bölgelerinde de çok büyük hizmetler ifa eden teşkilatın adeta akıncı rolü oynayarak güvenlik güçleri sahaya inmeden önce zemini hazırladığını vurgulayan Erdoğan, "Özellikle Suriye krizinin başladığı ilk günden itibaren sahada aktif rol oynayan teşkilatımızın sınır ötesi harekatlarımızın başarıya ulaşmasında çok büyük emeği bulunuyor. Aynı şekilde şimdi de Libya'da üzerine düşen görevleri hakkıyla yerine getiriyor. Devletimizin ve milletimizin çıkarlarını sınır, mesafe, engel tanımaksızın her coğrafyada savunmaya devam edeceğinize yürekten inanıyorum." diye konuştu.                     

MİT'in uluslararası alanda hatırı sayılır, güçlü istihbarat kuruluşları arasında yer aldığını belirten Erdoğan, "Yurt dışı temaslarımda pek çok ülke tarafından Teşkilatımızın faaliyetlerinden sitayişle bahsedildiğini görüyorum. Sadece bilgi toplayan ve rapor eden bir kurum olmaktan öteye geçen Teşkilatımızın ürettiği bilgi, diplomasi masasında muhatapları karşısında kullanılan istihbarat ile diplomasiyi yakınlaştıran bir yere gelmiştir. Türkiye, Teşkilatımızın her alandaki başarılı çalışmaları sayesinde hiçbir ülkenin icazetine ve yardımına ihtiyaç duymadan dünyanın her yerinde, kendi çıkarları doğrultusunda hareket edebilme imkanına kavuşmuştur." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Teşkilatın başarılı çalışmalarını gördükçe her türlü desteği verdiklerini, mevzuatını güçlendirdiklerini, ihtiyaç duyduğu teknolojik donanımlar için gerekli bütçeyi ayırdıklarını, bunun yanı sıra operasyonel kapasitesini artırmak amacıyla İHA, SİHA, istihbarat gemisi ve istihbarat uçağı gibi donanımları MİT'e kazandırdıklarını kaydetti.

"Sürekli yeniliklerin peşinde koşmaya devam edeceğiz"

Klasik tehditlerin, teknolojinin sağladığı imkanlarla giderek karmaşık hale geldiği süreçte istihbarat ile teknik kapasitenin birleştirilmesinin kaçınılmaz bir mecburiyet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Teşkilatımız, bu bilinçte istihbarat toplama tecrübesini teknolojiyle harmanlanmış ve Suriye örneğinde olduğu gibi sahada fiiliyata dökmüştür. Hiç durmadan ilerleyen ve sonu olmayan bir derya haline gelen teknoloji konusunda diğer alanlarla birlikte istihbaratta da sürekli yeniliklerin peşinde koşmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Erdoğan, veri temini ve görüntü istihbaratı başta olmak üzere teknik istihbaratta gelinen noktayı görüntü uydularıyla bir adım daha öteye taşımakta kararlı olduklarının altını çizerek, görüntü istihbaratında daha yüksek mesafeden daha fazla alanı kapsayan, sürekli izleme imkanı sunan, hava koşullarından bağımsız çalışabilen bir kapasiteye ihtiyaç olduğunun anlaşıldığını, bunun için gereken teknolojinin geliştirilmesi ve yeni bir uydunun bir an önce üretilerek faal hale getirilmesi konusunda TÜBİTAK başta olmak üzere ilgili kurumlara önemli sorumluluklar düştüğünü bildirdi. 

"İstihbarat dağınıklığı ortadan kalkmış olacak"

Veri analizinin kritik bir başka mesele olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Özellikte teröristlerin ve casusların tespitinde büyük verinin analiz edilmesi, profilleme çalışmalarına ihtiyaç duyuluyor. İstihbarat toplamada hukuki olarak tek yetkili merci durumundaki Milli İstihbarat Teşkilatımızın, veri analizi için ihtiyaç duyduğu tüm kaynaklara ulaşabilmesi milli güvenliğimizin bir gereğidir. Bunun için de devlete ait verilerin tek yerde toplanmasını sağlamak durumundayız. Milli İstihbarat Teşkilatımız bu şekilde topladığı ve analiz ettiği verileri Türk Silahlı Kuvvetleri, Dışişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kurumlarımızla paylaşacaktır. Böylece istihbarat dağınıklığı ve koordinasyon sorunu da kendiliğinden ortadan kalkmış olacaktır. 

Bunun önemini son yıllarda ard arda yaşadığımız krizlerde birçok kez müşahede ettik. En somut örnek olarak FETÖ'nün kurumlarımızdan temizlenmesiyle birlikte güvenlik alanındaki başarılarımız arka arkaya gelmeye başlamıştır. Güvenlik bürokrasimiz tek bir vücut halinde hareket ederek, ülkemize yönelik tehditlerle mücadele edebilme imkanına kavuşmuştur. Daha da önemlisi güvenlik kurumlarımız yeteneklerini, kapasitelerini hatta personellerini milli güvenlik ihtiyaçlarımız için paylaşılabilir bir noktaya eriştirmiştir. Bu tablo kurumlar arasında güvenin tesis edildiğine, devletin ve milletin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutulduğuna işaret ediyor."

AA

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER