© Teknik Elektrik 2017-2024

LOZAN ZAFER Mİ, HEZİMET Mİ? KADİR MISIROĞLU

Aziz Okuyucu !...

 

Lozan I

Lozan, muazzam bir imparatorluk mirasının hân-ı yağmasıdır. Türk’ün şahsında İslâm’dan intikam alınarak, bütün bir İslâm Dünyası’nın başsız bırakılmasıdır!.. Lozan’ın getirdiği; adalarla yunan stratejik çemberine alınmış iktisadî kaynaklardan mahrum, her türlü ünvan ve sıfatı yolunmuş, gayri tabiî hududların çizdiği küçük bir Türkiye’dir. Bu birinci cild, tanzimattan millî mücâdeleye kadar umûmî değerlendirme panoramasını çizer.. Lozan’ı hazırlayıcı sebepleri inceler.

 

MÜDDEÎ; TARİH VE VATANDIR!..

Türk İslâm dâvasının büyük mücahidi, Birinci Büyük Millet Meclisi Trabzon Meb’usu aziz şehid Alî Şükrü Bey hatırasına.

 

Lozan II

Sahasında tek olan ve kırk yıldan beri elden düşürülmeyerek okunan bu muazzam eserin ikinci cildi, Lozan’da maruz kaldığımız Kıbrıs, Musul, Halep, Batı Tırakya, Adalar v.s. gibi maddî kayıpları incelemektedir.

 

 

 

 

Lozan III

Sahasında tek olan ve kırk yıldan beri elden düşürülmeyerek okunan Lozan Zafer Mi, Hezimet Mi? adlı bu muazzam eserin üçüncü cildi, Hilafet, Patrikhane gibi manevi kayıpları incelemektedir. 

 

ÖNSÖZ

Yakın tarihimizin acı gerçekleri üzerine çekilen kalın nisıyan perdesini aralamaya çalışmanın, dirayetten ziyâde cesârEte ihtiyaç göstermesi fikir hayatımız bakımından hazin bir tecellidir. Gerçek şu bir çok tabular ihdas ederek bunların etrafını çeşitli fiilî ve hukukî mânilerle kuşatmak,cemiyetimizin fârik bir vasfını teşkil etmektedir.

 

Bir nevî dokunulmazlık sayesinde ayakta tutulmak istenen efsânelerden biri de nihayet bir kaç ay sonra ellinci yıldönümünü idrak edeceğimiz «Lozan Mu-âhedenâmesi »dir. Onunla alâkalı gerçekleri’ dile getiren eserimizin bu ikincicildi, uğradığımız maddî kayıplara tahsis edilmiştir. Gerçi burada dahaziyâde «Misak-i Millî » ye dâhil oldukları halde kurtarılamayan bazı vatanparçalarının fecî seren-camlannı bulacaksınız. Bu yüzden onları, sırf bir maddî kayıp telâkki eylediğimiz hükmüne varılmamalıdır. Zira biz, Lozan’da uğradığımız kayıpları, daha ziyâde galip vasıfları, itibariyle «maddî» ve «manevî» olmaküzere ikiye taksim etmiş bulunmaktayız.

 

Bileceği mülâhazasfıyla vatan ve milletin bir çok meşru hak ve dâvalarını unutturmaya çalışmak, akıl ve insaf dışı bir hareket olduğu halde bu sakin davranış, yarım yüzyıldan beri devam edegelmiştir. Gerçekten «Lozan» için bugüne kadar pek çok methiye düzülmüştür. Bu kesif propagandanın ihdas eylediği kalın sis tabakası içinden çıkamayanlar, eserimizde ileri sürülen fikirlere hattâ delillerin kuvvetine rağmen dudak bükebilirler.Fakat kim ne derse desin biz,vatanın yarınki idarecileri olan gençleri, asgarî haklarımızın maskesi olan Misak -ı Millî üzerinde yeniden durup düşünmeye davet eden bu eserimizle dâima iftihar edeceğiz. Kendilerine güvenemeyenler, hür tenkidi önleyerek biraz databiat kanunlarına mugayir bir surette fikirleri cebir ve tazyik altında yok etmeye çalışırlar. Fakat bu, beyhude bir gayrettir. Zira tazyike maruz kalan fikirler daha fazla kuvvetlenerek âdeta sihirli bir cazibe kazanırlar. «Mecelle»nin meşhur kaidesine göre «Birşey zıyk oldukta muttasi’ olur» yânisakıştırıldikça genişlemek istidadı artar. Gerçekten fikirler, elektrik cereyanı gibidirler. Akacak bir mecra bulamadıkları’zaman son derece tehlikeli olurlar. Bunu inkâr edenler er veya geç hakikatin galebesine şâhid olarak hüsrana uğramaya mahkûmdurlar. Böylelerine en güzel cevabı Nâmık Kemal vermiştir: Ne mümkün zulm ile bîdad ile imha-yı hürriyet. Çalış, idrâki kaldır, muktedirsen ademiyetten.

 

(Kadir MISIROĞLU28 Ocak 1973Beylerbeyi - İSTANBUL)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER